Merhaba.
Benim adım Rüya Avcısı. Daha önce tanışmıştık.
Kendimi bırakıp insanların
rüyalarında dolaşıyorum. Şahıslar umurumda değil, ben onların hayalleriyle
besleniyor, karanlık dünyalarında nefes alıyorum ve iştahıma uygun olanı yutup,
aklımda sindiriyorum.
Şimdi algılarımı
temizleyip, kim bilir kimlerin rüyalarını yaşayacağım?
Merhaba, içeri girebilir
miyim?
Mmmmm. Uzun süredir iyi bir rüya avlayamamıştım. Birkaç gece önce
öylesine bir tur attım karanlığın elimizde olmayan dünyasında ama sadece bir
tane lezzetli rüya yaşayabildim.
Biraz ondan bahsedeyim size. Eeee. Bir adam gördüm karanlık, sessiz,
yalnız bir sokak arasında canhıraş koşuyordu. Birinden veya bir şeyden
kaçıyordu. Devamlı etrafına bakınıyor, nereye koşacağını bilmiyor gibiydi. Kan ter
içinde kalmış, nefesinden boğulurcasına koşuyordu zavallı adam.
Oooooo. Yaşlıca bir kadın daha gördüm aynı rüyanın çerçevesinin
içinde, o da koşuyordu. O da, tıpkı diğer adam gibi canı yanmışçasına koşuyor,
bir şeyden veya birinden kaçıyordu. Zavallı kadının terinin rengi neredeyse
kanı kadar kırmızıydı. O da yalnız ve sessiz bir otoyolun kenarında, vücudunun
hantallığına aldırmadan koşuyordu.
Şşşşşş. Başka birini daha gördüm koşarken. O an bu rüyanın
keyfinden öleceğimi anladım ve rüyayı emmeye başladım. Hhhhh. Bu sefer koşan
yirmili yaşlarda bir gençti. O, diğerlerinden daha atik ve daha öfkeliydi. Ama ne
yaparsa yapsın korkusu onun bir adım önündeydi. Kavak ağaçlarına benzeyen bir
ormanımsı yerde koşuyordu. Soluğunun sesi karanlık geceye yapışıyordu sanki. Zavallı,
neden bu kadar korkmuştu merak ediyorum. Merak etmek ne demek, vvvvvv bunun
cevabı için çıldırıyorum. Mmmm. Genç, hızla ormandan yine sessiz bir ara yola
çıkıyor. Karanlık, yolun kenarlarındaki evleri siyaha boyamış.
Başka birini daha görüyorum koşarken. Uzaklardan o kadar hızla
geliyor ki, bu hız ancak sokak lambalarının yıkadığı karanlık sokaktaki ayak
seslerinden anlaşılıyor. Her adım metalik ve tok bir ses çıkartıyor
yankılanarak. Her nefes onunla boğuşuyor sanki. Tam önümde duruyor ve ellerini
dizine dayayarak bayılmamak için aldığı nefeslerini kontrol altına almaya
çalışırken, aklını kaybetmiş gibi ardına ve etrafına bakınıyor. Ffffffff.
Bu nasıl güzel bir rüya böyle? İyi ki rüya avcısıyım diye
sevindiğim anlardan biri.
Sonra sırayla, üç kadın ve iki erkek daha görüyorum, nabızları
ağızlarında atarak koşan. Hepsi de sessiz sokaklarda birinden kaçıyorlar, hepsi
de korkudan ölüyorlar. Yaşlı bir adam koşarken elini kalbinin üstüne atmış
sanki onu elleriyle sökecekmiş gibi yüzünü buruşturarak koşuyor. Yaşlı kadın
ağlamaktan erimiş gibi. Aaaaaaaaaa.
Aniden bomboş bir çayır görüyorum. Uçsuz bucaksız. Ay sanki bir
sanat eserini aydınlatmakla görevliymiş gibi, bütün hünerini sergiliyor. Rrrrrrrr.
Bir dönüyorum, ilk gördüğüm adam koşarak çayıra geliyor ve ortasında duruyor. Gözlerindeki
korku kaybolmuş. Amacına ulaşmış gibi, sakin. Ama yüzünde, ne olacağını merak
eden bir ifade bezeli. Ardından diğerleri sırayla çayıra giriyorlar koşarak. Hepsi
çayırın tam ortasında buluşuyorlar sanki. Hepsinin yüzündeki korku kaybolmuş. Hepsi
meraklı. İiiiiii. Tuhaf olansa hiç biri bir diğerine bakmıyor. Sanki tek
başlarına olduklarını zannediyor. Bir anda çayırın içi, o sessiz alan, insanla
doluyor.
Şşşşşşşşşşşşşşş. İşte rüyanın en güzel anı. Bütün hepsi yere
uzanıyor. Sağ taraflarına dönüyorlar. Ellerini yumruk yapıyor ve çenelerinin
altına getiriyorlar. Dizlerini karınlarına çekerek cenin pozisyonu alıyorlar.
Ufffffffff. Hepsi aynı anda gözlerini kapatıyor. Onlarca insan ay
ışığında gülümsüyorlar.
Cenin pozisyonundalar, mutlular.
Vay vay vay. Rüyaya bak. Onlarca insan gözden kayboluyor ve çayır
yine aynı sessizliğine kavuşuyor. Cenin çayırı bereketini gösteriyor. Çayıra ulaşanlar
kurtuluyor belki de. Kurtulamayanlar, karanlıklarda kayboluyor. Belki de rüyayı
gören hamiledir diye düşünüyorum. Belki de yaşlı ve ölümü bekleyen biridir.
Uuuuuu. Ne olursa olsun enfes bir rüyayı çekiyorum içime.
O gece en az bir haftalık beslendim. Günlerdir bu rüyayı
yaşıyorum. Artık yeni bir rüya yaşamının zamanı geliyor ama bu gece değil.
Tekrar avlanmaya çıktığımda görüşürüz. Ben şimdilik cenin
çayırında olacağım. Sanki buraya her gece yeni insanlar geliyor.
Rüyalarınız benim için, en az kendinizin olduğu kadar önemli.
Hadi siz de gidin, rüyalar görün. Özgürce görün. Nnnnnnn.
Korkmayın bu gece avlanmayacağım. Mmmmm.
Benim adım rüya avcısı daha önce karşılaşmıştık.
30
Mayıs 2012