10 Mayıs 2011 Salı

Distopik yazılar 1.

Bilim kurgu hayranı biri olarak, geleceğimizin hep karanlık olduğunu savunmuşumdur. İzlediğim filmlerden, okuduğum kitaplardan çok fazla etkilenerek söylüyorum tabi. Daha dün akşam The Road filmini izledim ve içim daraldı. Tam da hayal ettiğim gibi bir dünya resmedilmiş.

Erken not: Okuduğumuz kitaplar ve seyrettiğimiz filmler nasıl da hayallerimizi şekillendiriyor.

Konu, oyunculuklar, kostüm değil anlatmak istediğim şey, mahvolan, yok olan, perişan olan bir dünya. Teknolojinin, kültürün, rejimlerin, inançların ve paranın yok olduğu bir yaşam bekliyor olabilir bizi.

Bu nasıl olur?
Senaryoyu yazmak kolay. Doğal afet, nükleer patlama, teknolojik felaket, salgın hastalık, savaş gibi sebepler sayılabilir her şeyin başlaması için. (daha doğrusu her şeyin bitmesi için)

Ben her şeyin bittiği, mahvolduğu bir dünyada yaşamak isterdim. Evet garip bir istek belki benimki ama ruh halim onu istiyor. Çalışmak zorunda olmadan, başkalarının zorla empoze ettiği kalıplarda yaşamak zorunda olmadan, daha iyi yaşayabilmek için çok daha fazla mücadele etmek zorunda olmadan ve eğlenmek için bedel ödemeden hayatımı sürdürmek.

Elbette distopik bir dünyada yaşamak da zordur ama zaten çok zor bir hayat sürdürüyoruz. Sabah erken kalkmak, korkunç bir trafik çekmek, insanlarla mücadele etmek, endişe etmek ve hastalanmak. Distopik dünyada bunlar çok daha az sorun.

Karşılaştırma yaparak savunduğum şeyleri daha iyi açıklamaya çalışayım.
Mad Max, The Road, I Am Legend ve Waterworld gibi distopik filmlerdeki yaşamla günümüz yaşantısını karşılaştırayım. Yukardaki tüm filmlerde ortak olan bir tema var, kötü insanlar. Günümüzde yok mu? The Road filminde insan etiyle yaşamını sürdüren kötü insanlar modern dünyada yok mu? Şimdikiler insanın etini yemiyor ama insan etiyle yaşamlarını sürdürüyor. O dünyayla şu an ki dünyadaki kötü insan oranı aynı. Distopik dünyada da yaşamak için yemek bulmalısınız bu dünyada da. O dünyada insanlar kirli yaşıyorlar ama bizde kirli yaşıyoruz. Onların elleri yüzleri kirli bizim içimiz kirli.

Uzatmaya gerek yok. Yazıdan da anlaşılacağı gibi kafam biraz karışık, sonuçta İsaac Asimov'un Ahmaklar öyküsündeki gibi bu dünyayı mahvetmek üzereyiz. Bu doğamız gereği gerçekleşecek ve bu mahvoluş öyle kötü olacak ki, her şey başa dönecek. Ben ve ailem keşke o başlangıçta dünyaya gelseydim. Şairin dediği gibi "Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar."

Son not: Distopik yazılar başlığı altında komplo teorileri üretmeye devam edeceğim.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder