19 Nisan 2011 Salı

Amy winehouse müziğinde boğulmak

    
Biliyorum başlık biraz sert oldu ama duygularımı anlatacak doğru cümle bu.
     Başlığa "Film izliyormuş gibi müzik dinlemek" yazacaktım, Amy Winehouse'u biraz daha dinleyince fikrimi değiştirdim.

     Serviste işe gelirken, gözlerimi kapadım ve kulaklığımı takarak Amy ablayı dinlemeye başladım. Genelde kitap veya gazete okurum oysa bu sabah müzik dinlemek istedim. Bir süre sonra müzik beni yuttu. Kendimi hareketsizce suya batıyormuşum gibi hissetmeye başlayınca bunun keyfini çıkardım. Hava kabarcıkları yüzümü yalayarak yükselirken, ben hem suyun serinliğini, hem de boşlukta olma hissini yaşadım.

     Amy Winehouse'la tanışmam uzun değildir. Geçen yaz, tatil boyunca dinlediğim "back to black" albümü beni büyüledi. Aslında çok fazla tarzım olmayan bir müziğe bu denli sahip çıkmam şaşırtıcı.
     Amerikan filmlerinin bize güdümlediği duyguları yaşamak için ideal tınıları var. Ablanın sesindeki o umursamazlık oldukça keyifli.
     45 dakika hiç sıkılmadan dinlediğim ve müziğinde boğulduğum  Amy winehouse, bu yaz konser vermek için ülkemize gelecek. Bu iyi bir haber. Bilet fiyatı 300 liradan başladığı için konsere gitmeyeceğim.
     Galiba böyle işler için biraz yaşlandım. Zaten yüksek kalitede dinleyebildiğim bir müzik için bu kadar yüksek bir ücret ödemek bana biraz saçma geliyor.
    

Ben o kadar parayı ancak, Jim Morisson konseri için verebilirim, o da toprağın altından kalkma zahmeti göstermeyeceği için artık ölümü bekleyeceğim.

     Belki öbür taraftaki konserlerinden birine giderim. Tahminimce bilet fiyatları da bu kadar pahalı değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder